
Abdullah b. Abbas’tan;
“Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih), “Ben peygamberlerin efendisiyim, Ali b. Ebu Tâlib de vasilerin efendisidir. Benden sonra on iki vasim vardır. İlki Ali b. Ebu Tâlib, sonuncusu ise Mehdî’dir’ buyurdu.”[1]
Abdullah b. Abbas’tan rivayetle;
“Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) şöyle buyurdu: ‘Doğrusu halifelerim, vasilerim ve Allah’ın Benden sonraki halka hüccetleri on iki tanedir. İlki kardeşim, sonuncusu ise evladımdır. ’
Dediler ki: ‘Ya Resûlallah, kardeşin kimdir?’ Buyurdu ki: ‘Ali b. Ebu Talib’dir.’
Dediler ki: ‘Evladın kimdir?’ Buyurdu ki: ‘Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî’dir. Beni hak üzerine müjdeleyici olarak gönderene and olsun ki, eğer yeryüzünün ömründen sadece bir gün kalsa dahi Allah, o günü o kadar uzatacak ki, sonunda oğlum Mehdi zuhûr edecektir. Allah’ın ruhu İsa b. Meryem gökten inecek ve O’nun arkasında namaz kılacak. Yeryüzü Rabbinin nuru ile aydınlanacak saltanatı doğuya ve batıya ulaşacak.” [2]
Resûlullah’ın çobanı Ebu Süleyman’dan:
“Resûlullah’tan duydum ki şöyle buyuruyordu:
‘Miraç gecesi göğe yükseldiğimde, yüce Rabbim bana şöyle buyurdu: ‘Peygamber, Rabbinden kendisine nâzil olanlara iman etti.’
Dedim ki: ‘Mü’minler de…’ Buyurdu ki: ‘Doğru söyledin. Ey Muhammed! Ben yeryüzü ehline şöyle bir baktım ve içlerinde Seni seçtim. Sonra kendi isimlerimden birinden Senin için bir isim seçtim. Benim zikrolunduğum her yerde Sen de Benimle zikrolundun. Ben Mahmud’um, sen de Muhammed’sin. Sonra bir daha baktım ve onların içinden Ali’yi seçtim. O’nu kendi adımla adlandırdım. Ey Muhammed! Seni, Ali’yi, Fâtıma’yı, Hasan’ı ve Hüseyin’i ve Hüseyin’in evlatlarından olan İmamları kendi nurumdan yarattım, sizlerin velâyetinizi göklerin ve yerin ehline sundum. Kim onu kabullenirse Benim yanımda mü’mindir ve her kim de karşı çıkarsa Benim yanımda kâfirdir.
Ey Muhammed! Eğer kullarımdan bir kul nefesi kesilinceye ve derisi kemiğe yapışmcaya kadar Bana ibadet etse dahi, eğer sizin velâyetinize karşı çıkarsa onu affetmem. Ey Muhammed! Onları görmek ister misin?’
Dedim ki: ‘Evet ey Rabbim!’ Bana buyurdu ki: ‘Arş’ın sağ tarafına bak.’
Bakınca Ali, Fâtıma, Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyin, Muhammed b. Ali, Ca’fer b. Muhammed, Mûsâ b. Ca’fer, Ali b. Mûsâ, Muhammed b. Ali, Ali b. Muhammed, Hasan b. Ali ve Muhammed Mehdî b. Hasan’ı gördüm. O, onların içinde inci gibi parlayan yıldız gibiydi.
Buyurdu ki: ‘Ey Muhammed! Onlar benim kullanma olan hüccetlerimdir. Onlar Senin vasilerindir. Onlardan Mehdî, Senin evlatlarından öldürülenlerin kanının intikamını alacak. İzzetime ve Celalime and olsun ki O, düşmanlarımdan intikam alacak ve dostlarımı sevindirecektir.” [3]
İshak b. Hâris ve Said b. Beşir naklederler ki;
“Ali b. Ebu Tâlib (aleyhi’s-selâm) şöyle dedi: ‘Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) buyurdu ki:
‘Ben havuzun başında size ulaşacağım ve Ali, sen su dağıtacaksın, Hasan havuzu koruyacak, Hüseyin emredecek. Ali b. Hüseyin doldurulması için kâseleri sunacak, Muhammed b. Ali dağıtacak, Ca’fer b. Muhammed (halkı cennete) sevk edecek. Mûsâ b. Ca’fer bizi sevenleri ve bize buğzedenleri sayacak, münafıkları zelil kılacak. Ali b. Mûsâ mü’minleri zinetlendirecek. Muhammed b. Ali cennet ehlini derecelerine ulaştıracak. Ali b. Muhammed Ehl-i Beyt sevenleri için görücü gidecek ve onları hurilerle evlendirecek. Hasan b. Ali cennet ehline meşale olacak. Mehdî ise kıyamette onlara şefaat edecek. Yüce Allah ise sadece dilediğine ve razı olduğuna izin verecektir.’” [4]
Hz. Ali’den (aleyhi’s-selâm);
“Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) şöyle buyurdu: ‘Her kim kurtuluş gemisine binmek, sağlam kulpa sarılmak ve Allah’ın sağlam ipinden tutmak isterse, Ali’yi sevmeli, O’nun düşmanına düşman olmalı ve O’nun evlatlarından olan hidayet imamlarını İmam edinmelidir. Şüphesiz onlar benim halifelerim, vasilerim ve benden sonra Allah’ın halka hüccetleridirler. Onlar, ümmetimin efendileri ve takvalı olanları sevk edenlerdir. Onların hizbi benim hizbim, benim hizbim ise Allah’ın hizbidir. Onların düşmanlarının hizbi ise şeytanın hizbidir.”
Bazı muhakkikler şöyle derler:
“Peygamber’den sonraki halifelerin on iki tane olduğuna delâlet eden hadisler, birçok yoldan meşhur olmuştur. Zamanın geçmesiyle malum olan şudur ki, Peygamber’in hadisteki maksadı, ıtretinden ve Ehl-i Beyt’inden olan On iki imam ’dır.
Bu hadislerin, Peygamber’den sonraki ashabından olan halifelere yorumlanması mümkün değildir. Çünkü onların sayısı on ikiden azdır.
Hadislerin Emevî sultanlarına yorumlanması da mümkün değildir; çünkü onların sayısı on ikiden çok fazladır. Ayrıca Ömer b. Abdulaziz dışındakiler aşırı derecede zâlimdirler.
Aynı şekilde onlar, Hâşimoğulları’ndan da değildirler. Çünkü Abdulmelik’in Câbir’den naklettiği rivayette Peygamberimiz buyurmuştur: “Hepsi Hâşimoğulları’ndandır.”
Resûlullah’ın bu sözü söylerken sesini kısması da bu rivâyetin sıhhatinin emâresidir. Çünkü onlar Hâşimoğulları’nın hilafetini istemiyorlardı.
Ayrıca bu rivâyetin, Abbasoğulları’nın meliklerine de yorumlanması mümkün olamaz; çünkü onların hem sayıları fazladır, hem de şu ayete az riayet etmişlerdir: ‘De ki: peygamberliğime karşılık sizden yakınlarımı sevmeniz dışında hiçbir ecir istemiyorum.’[5]
Öte yandan Kisa Hadisi de böyle bir tevile engeldir. Zira Kisa Hadisi sadece Peygamber’in ıtreti ve Ehl-i Beyt’ine yorumlanabilir. Çünkü On iki imam kendi zamanlarının en âlimi, en yüceleri, en takvalıları, neseb bakımından en yüceleri, haseb olarak en üstünleri ve Allah katındaki en kerametlileridirler. Onların ilimleri hem verâsetle, hem de vehbî olarak dedeleri Resûlullah’a dayanır. İlim, tahkik, irfan ehli olanlar, onları böyle tanırlar.
Peygamberin hadisinin anlamının On iki imam olduğunu hem bu kitapta, hem de diğerlerinde geçen Sakaleyn Hadisi ve diğer birçok hadis desteklemektedir.
Peygamberimizin Câbir b. Semure’den nakledilen, “Ümmetin hepsi onları kabullenecek” rivâyetindeki maksadı ise; “kıyam edecek olan Mehdi zuhûr ettiğinde bütün ümmet, onların imametini ikrar edecektir.”
[1] Ferâidu’s-Simtayn, c. 2, s. 313.
[2] Ferâidu’s-Simtayn, c. 2, s. 312.
[3] Yenâbiu’l-Mevedde, c. 3, s. 160.
[4] Harezmî, Maktelü’l-Hüseyin, s. 94; Bu hadis aynen Ferâidu’s-Simtayn, c. 2, s. 321’de de nakledilmektedir.
[5] Şûra, 23
ON İKİ İMAMLARIN İSİMLERİ:
1. Hz.Ali
2. İmam Hasan
3. İmam Hüseyin
4. Zeynel Abidin
5. Muhammed Bakır
6. Caf er Sadık
7. Musai Kazım
8. Ali Rıza
9. Muhammed Taki
10. Ali Naki
11. Hasan Askeri
12. Muhammed Mehdi