GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI
“Güneşle Ay biraraya getirildiği zaman….” (Kıyamet, 75/9)
Abdullah bin Amr -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet alâmetlerinden ilk meydana gelecek olanı güneşin battığı yerden doğması ve Dabbe’nin kuşluk vaktinde insanlara (yerden) çıkmasıdır.” (İbn-i Mâce: 4069)
Bu iki alâmetin arasında uzun bir zaman olmayacaktır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde güneşin batıdan doğduğunu gördüklerinde yeryüzü halkının tevbelerinin kabul edilmeyeceğine hükmederek şöyle buyurur:
“Rabb’inin bazı âyetleri (mucizeleri) geldiği gün, kişi daha önce inanmamışsa veya imanında bir hayır kazanmamışsa, imanı ona hiç fayda sağlamaz.” (En’âm: 158)
Öyle mucizeler ki inanmayanların pişmanlık ve tevbeleri hiçbir fayda vermediği gibi, kurtulmak için dünya dolusu altın verseler kabul edilmeyecektir.
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen diğer bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O battığı yerden doğduğu zaman bütün insanlar iman edecek, fakat o gün daha evvelden iman etmeyen, yahut imanında bir hayır kazanamayan hiç kimseye imanı fayda vermeyecektir.” (Müslim: 157)
Önceden iman etmeyen bir kâfirin güneş batıdan doğduktan sonra iman etmesinin fayda vermemesi, can boğaza geldiği zaman edilen imanın hükmü gibidir.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün güneşin battığı bir sırada Ebu Zerr -radiyallahu anh-e:
“Güneş nereye gider bilir misin?” diye sordu. “Allah ve Resul’ü bilir!” demesi üzerine şöyle buyurdu:
“Güneş gider, arşın altında secde eder ve tekrar doğmak için izin ister, izin verilir. Bir gün gelir secde edip izin ister, fakat secdesi kabul edilmeyip izin verilmez. Ona: ‘Geldiğin yere git battığın yerden doğ!’ denilir. O da battığı yerden doğar.” (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1321 - Müslim: 159)
Güneşin âdeti hilâfına battığı yerden doğması, gökte meydana gelecek acaib alâmetlerin ilkidir.
Kâdı Muhammed bin Mehmed -kuddise sırruh- Hazretleri “En-Nâberât fî Beyânu Hatmü’l-Velâyeti’l-Muhammediyye” adlı risâlesinde, Hâtemü’l-evliyâ’nın âhir zamanda şer’î hudutları yeniden yerine oturtacağını haber vererek şöyle buyurmuştur:
“Allah-u Teâlâ âhir zamana kadar, tâ ki Hâtem’ül evliyâ ile birleşinceye dek, onu (şer’i hudutları) devam ettirecek ve onunla tekrar yerine oturtacaktır. Ki Allah, nübüvvet duvarını nasıl ki Hâtemür-resul’ün nübüvvetiyle hatmetmişse, sonra da Hatem’ül evliyâ ile O’nun duvarının her iki tuğlasını tamamlamış olsun. Buna göre de umarım ki güneşin batıdan doğma saati artık iyice yaklaşacaktır.” (Risaletü fî’l-Beyânu Hatm’ül-Velâye; Düğümlü Baba, no: 283’de mahfuz. 26b yaprağı)
“GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ. GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER."
"İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez…’ (En’am, 6/158) olduğu zamandır. Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır..."
(Sahih-i Buhari, XIV/6426)
"GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR. İnsanlar onu gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler." (Sünen-i İbni Mace, IX/4362)
“Güneş battığı bir sırada mescide girdim. Rasülullah (asm.) oturuyordu. Bana: Ey Ebu Zer, şu güneş nereye gidiyor, biliyor musun? dedi. Ben, ‘Allah ve Rasülü bilir’ dedim. Şöyle buyurdu: ‘Secde yapmak için müsaade almaya gidiyor ve kendisine müsaade ediliyor. Sanki bir gün ona ‘Buradan Doğ!’ denilecek, o da battığı yerden doğacaktır.’ Rasülullah (asm.) daha sonra ‘Güneş, kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider.’(Yasin, 36:38) ayetini okudu.” Tirmizi, Fiten, 22