Siyah Sancaklılar Hadisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Siyah Sancaklılar Hadisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Temmuz 2015 Salı

Siyah Sancaklılar Hadisi ve Şia Hadis Anlayışı




Kar üzerinde sürünerek de olsa Mehdi’ye katılma emri
İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki:

Biz bir ara Peygamber (s.a.v.)’in yanında iken Beni Haşim’den bir grup genç geldi. Peygamber (s.a.v.) onları görünce gözleri doldu ve rengi değişti.

Dedim ki, “ne oldu ki, sevmediğin bir şeyi yüzünüzde görüyoruz.”
Buyurdu ki: Biz öyle bir Ehli Beytiz ki, Allah bizlere dünyayı değil ahireti ihtiyar etti. Muhakkak ki, Benden sonra, Ehli Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. Şark tarafından siyah bayraklı bir kavim gelinceye kadar. Bunlar Hakkı isterler verilmez. Çarpışırlar, muzaffer olurlar, istedikleri verilir. Fakat o Hak, Ehli Beytim’den birisine verilmedikçe kabul etmezler. O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir.
(Suyuti, Fiten, 2, 6)

Abdullah (bin Mes'ud) (Radiyalldhu anh)'den; şöyle demiştir:
Biz bir kere Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında iken Haşim oğullarından bir gurup gene bize doğru geldiler. Sonra Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlan görünce gözleri yaş doldu ve rengi değişti. Abdullah demiştir ki: Bunun üzerine ben:
(Ya Rasulallah!) Senin yüzünde arzulamadığımız (yani bizi üzüp endişelendiren) bir değişikliği bir süredir görüyoruz, dedim.

O da : Biz öyle bir ev halkıyız ki, Allah bizim için ahirati dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim, muhakkak (ev halkım) benden sonra bela, kovulma ve sürgüne uğrayacaktır. Nihayet beraberinde siyah bayraklar bulunan bir kavim doğu tarafından gelecek ve hayır(hukumdarlık) isteyecekler. Fakat istekleri yerine getirilmeyecek. Bunun üzerine savaşacaklar ve onlara (Allah tarafindan) yardım ediecek. Bundan sonra istedikleri (hukumdarlık) kendilerine verilecek, fakat kendileri bunu kabul etmeyip emirliği Ehl-i Beytim'den bir adama tevdi edecekler. Bu (Emir) de insanlar yeryüzünü daha önce zulum lie doldurdukları gibi yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Artık sizden kim o güne yetişirse kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsın (katılsın), buyurdu."
(İbn Mâce, Fiten, Bab 34, 4082)

Not:
Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ravi Yezid bin Ebu Ziyad zayıf olduğu için bu sened zayıftır. Lakin bunu İbrahim'den Yezid bin Ebu Ziyad tek başına rivayet etmemiştir. Çünkü bunu el-Hakim de el-Mustedrak'te, Ömer bin Kays yoluyla el-Hakem'den, bu da İbrahim'den rivayet etmiştir.

Ebû Hurayra (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Horasandan siyah sancaklar çıkacak hiçbir güç onların hakkından gelemeyecek sonunda o sancaklar İliya’ya (Kudus’e) dikilecektir.”
(Tirmizi, Fiten, Bab 79, Hadis no : 226)
(Tirmizî rivâyet etmiştir.)
ž Tirmizî: Bu hadis garibtir.


“Muhakkak doğudan bazı insanlar çıkar ki, Mehdîy-i Ahirzaman’ın hakimiyeti için zemin hazırlarlar”
(Fetava-i Hadîsiyye, İbn-i Hacer-i Heytemi-40)

“Siyah sancaklılar, Abbasoğulları için çıkar. Sonra bir başka def’a da Horasan’dan çıkar ki; takkeleri siyah, elbiseleri beyazdır. Onların kumandanı Temim’den Şuayb bin Salih denilen bir adamdır ki, Sufyanî’nin adamlarını hezimete uğratır. Ta Beyt-i Makdis’e iner, Mehdî’nin hakimiyetine zemin hazırlar, ona Şam’dan üçyüz kişi yardım eder, onun hurucuyla Mehdî’ye emrin (vazifenin) teslim edilmesi arasında yetmiş iki ay zaman vardır.”
(Fetava-i Hadîsiyye, İbn-i Hacer-i Heytemi, 42)


رجل ربعة,أسمر, من بنى تميم, مجذوم, كوسج, يقال له شعيب بن صالح فى اربعة الاف ثيابهم بيض و راياتهم سود يكون على مقدمة المهدى ولا يلقاه احد الا قتله

Temim oğullarından orta boylu, esmer, meczum (hafif sakallı), kevsec (sakalı yanlarda az, aşağı tarafı uzun olan; diğer bir manası da Yemen asıllı) bir adam ki, ona Şuayb bin Salih denilir. Beyaz elbiseli, siyah sancaklı 4000 kişinin kumandanıdır. Mehdî’nin öncüsü olur ve kiminle mukatele ederse, harbde kim ona karşı çıkarsa onu öldürür.
(Fetava-i Hadîsiyye, İbn-i Hacer-i Heytemi, 41)

"Talikan'a (Afganistana) yazık oldu. Şubhesiz Allah Tealanın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdisinin yardımcılarıdır."

(Kitab-ul Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)

İbn Kayyım (rahimehullah) diyor ki: İmam Ahmed'in "Musned"de rivayet ettiği şu hadisi delil getirmişlerdir:

Bize Vekî' o da Serik'ten, o da Ali b. Zeyd'den, o da Ebu Kılâbe'den, o da Sevbân'dan tahdis edip, o da dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

اذا رايتم الرايات السود قد اقبلت من خراسان فاتوها ولو حبوا على الثلج, فان فيها خليفة الله المهدى​

“Horasan tarafından çıkan siyah sancaklıları gördüğünüzde, kar üzerinde sürünerek de olsa onlara gidin. Çünkü onların içinde Allah’ın halifesi Mehdî vardır.”
(Fetava-i Hadîsiyye,, İbn-i Hacer-i Heytemi-37; Hakim, 8572; Ahmed b. Hanbel, Musned, 22387 - 5 / 277)

Bu hadisin ravisi olan Ali b. Zeyd'e gelince, Muslim, onun rivayet ettiği hadisleri, mutâbaat olarak rivayet etmiştir. Fakat Ali b. Zeyd, zayıf bir ravi olup tek başına rivayet ettiği munker hadisleri vardır. Dolayısıyla rivayetlerinde tek başına kalması sebebiyle (onun rivayet ettiği hadislerle) delil getirilmez.


حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى وَأَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ، قَالاَ: حدّثنا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِيِّ، عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ، عَنْ أَبِي قَلاَبَةَ، عَنْ أَبِي أَسْمَاءِ الرَّحَبِيِّ، عَنْ ثَوْبَانَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم:
((يَقْتَيِلُ عِنْدَ كَنْزِكُمْ ثَلاَثَةٌ كُلُّهُمُ ابْنُ خَلِيفَةٍ. ثُمَّ لاَ يَصِيرُ إِلَى وَاحِدٍ مِنْهُمْ. ثُمَّ نَطْلُعُ الرَّايَاتُ السُّودُ مِنْ قِبَلِ الْمَشْرِقِ. فَيَقْتُلُوَنَكُمْ قَتْلاً لَمْ يُقْتَلْهُ قَوْمٌ)).
ثُمَّ ذَكَرَ شَيْئاً لاَ أَحْفَظُهُ. فَقَالَ ((فَإِذَا رَأَيْتُمُوهُ فَبَايِعُوهُ وَلَوْ حَبْواً عَلَى الثَّلْجِ. فَإِنَّهُ خَلِيفَةُ اللهِ، الْمَهْدِيُّ)).
في الزوائد: هذا إسناده صحيح. رجاله ثقات. ورواه الحاكم في المستدرك، وقال. صحيح على شرط الشيخين.

Zevaidde dedi ki: isnadı sahihtir ravileri sikadır. el-Hakim Mustedrak’te dedi ki Şeyhayn şartına göre sahihtir.

el-Mustedrek’de el-Huseyn b. Hafs kanalından yer almaktadır Hakim bu hadisin Buhari ve Muslim’in şartlarına göre sahih olduğunu ifade etmektedir. Zehebi de et-Telhis’inde aynı görüşte olduğunu ifade etmektedir
.
(İbn Mâce, Sunen Fiten 34 no: 4084; el-Beyhaki Delailu’n-nubuvve VI. 515; en-Neysaburi Hakim, el-Mustedrak, IV, 510 no: 140/8432)

el-Elbani, İbn Mace’deki rivayet hakkında "O Allah’ın halifesi Mehdî’dir." Sözü hariç, "sahihtir" demiştir.(Daife (1/119-121 Hadis no: 85)

Bu konuda iki rivayet var. Biri Ahmed b Hanbel'in Musned'inde, o "rivayetin senedinde zayıf bir ravi var o nedenle hadis problemli...."

Ama diğeri İbn Mâce'de , "Allah'ın halifesi Mehdi'dir" sözü hariç bu rivayet sahihtir.

22 Ağustos 2014 Cuma

Gercek Siyah Sancaklılar Hadisi Hangileri

(1) İbni Havale (Radiyallahu Anh) şöyle dedi
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu
“(Yakında) işler, sizin muhtelif ordulara ayrılmanız şeklinde olacaktır! Bir ordu, Şam’da, bir ordu, Yemen’de, bir ordu da Irak’ta olacaktır!”
İbni Havale (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
-Ey Allah’ın Rasulü! Eğer ben o zamana yetişecek olursam, benim için o yerlerden birini seç!
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
-“Sana gereken Şam’a gitmektir! Kuşkusuz ki Şam, yeryüzünden Allah’ın en hayırlı yeridir. Kullarından en hayırlı olanları oraya seçer. Eğer Şam’a gitmekten çekinirseniz, Yemen’e gidiniz! (Oraya gittiğinizde) havuzlarınızdan içiniz! Kuşkusuz ki Allah, Şam ve Şam halkı hakkında bana teminat verdi.”
Kaynak: Ebu Davud 2483, İbni Hibban, Hakim, Tergib ve Terhib 6/87, 88

(2) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki o zamanda Şam'daki savaşa katılmayan hiçbir mü’min kalmaz!”
Kaynak: Hâkim 4/457, 8413

(3) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Deccal’in hedefi Medine olduğu halde doğu tarafından gelir. Uhud dağının arkasına iner. Sonra melekler onun yüzünü Şam tarafına çevirirler ve deccal orada helak olur.”
Kaynak: Müslim 1380/486

(4) Ebu’d-Derdâ (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kuşkusuz ki Rumlarla yapılacak savaş gününde Müslümanların karargâhı, Dimeşk denilen şehrin yanında Şam şehirlerinin hayırlılarından olan Belguta (Guta) şehri olacaktır!”
Kaynak: Ebu Davud 4298

(5) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Büyük savaş gününde Müslümanların karargâhı el-Guta denilen bir bölgedir. Orada, Dimeşk denilen bir şehir bulunur. Orası Müslümanların konaklarının en hayırlısıdır!”
Kaynak: Hâkim 4/486, 8496

(6) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kıyamet gününden önce Yemen’in Hadramevt şehrinden veya Hadramevt denizi tarafından bir ateş çıkacak ve insanları haşredecek toplayacaktır.”
Sahabe:
-Ya Rasulallah! Bu durumda bize ne emredersin? diye sorunca Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
-“Size Şam’ı tavsiye ederim.”
Kaynak: Tirmizi 2314, Ahmed 2/8, 4536, 5146, 5376, 5738, 6002, Tergib ve Terhib 6/94

(7) Zeyd bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında idik ve Kur’an’ı yazılı sayfalardan toplamakta idik.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Müjdeler olsun Şam’a!”
Bizler:
-Ya Rasulallah! Bu hangi sebepten ötürüdür? dedik.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
-“Kuşkusuz ki Rahman’ın melekleri kanatlarını Şam’ın üzerine germiştir.”
Kaynak: Tirmizi 4211, İbni Hibban, Tergib ve Terhib 6/93

(8) Muaviye bin Hayde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
-Ya Rasulallah! Bana nereyi tavsiye edersin? diye sorunca Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
-“İşte şurayı, dedi ve eliyle Şam tarafını gösterdi.”
Kaynak: Tirmizi 2288

(9) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dua etmiştir:
“Ey Allah’ım! Şam’ımızda bize bereket ihsan et! Ey Allah’ım! Yemen’imizde bize bereket ihsan et!..”
Kaynak: Buhari 6954, Tirmizi 4210, Tergib ve Terhib 6/86

(10) Kurre bin İyas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şam halkı bozulunca sizde hayır yoktur! Ümmetimden bir taife Allah’ın yardımıyla muzaffer olmaya devam edecektir. Onlara arka çıkmayanlar kıyamet saatine kadar onlara asla zarar veremeyeceklerdir!”
Kaynak: Tirmizi 2287, İbni Mace 6, İbni Hibban 7302, Tayalisi 1076, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/436, 5/35, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 403

(11) Vâsile bin Eska’ (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Askerlerden bir ordu Yemen’e, bir ordu Şam’a, bir ordu doğuya, bir ordu da batıya gidecek.”
Adamın biri şöyle dedi:
-Ey Allah’ın Rasulü! Ben genç bir delikanlıyım, umulur ki o zamana yetişirim. Benim için o yerlerden hangisini emredersin!
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sana gereken Şam’dır!”
Kaynak: Taberani, Tergib ve Terhib 6/89

(12) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim şöyle buyuruyordu:
“Hicretten sonra hicret olacaktır! (O zaman) Yeryüzünün ehlinin en hayırlıları ve onlara en gerekli olan, İbrahim aleyhisselam’ın hicret ettiği Şam’a hicret etmek olacaktır. Yeryüzünün ehlinin en şerlileri ise başka yerlerde helak olacaklardır! Allah’ın nefsi onları murdar kılar! Ve ateş onları maymunlar ve domuzlarla beraber haşreder!”
Kaynak: Hâkim, Tergib ve Terhib 6/90

(13) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kuşkusuz ki ben rüyamda yastığımın altından kitabın direğinin çekilip alındığını gördüm! Onu gözümle takip ettiğimde onun, Şam’a götürülen parlak bir nur olduğunu gördüm. Dikkat! Kuşkusuz ki iman, fitne zamanında Şam’dadır!”
Kaynak: Taberani Mucemu’l-Kebir, Taberani Mucemu’l-Evsad, Hâkim, Ahmed bin Hanbel Müsned, Tergib ve Terhib 6/90, 91

(14) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Fitne zamanında emniyet, Şam’dadır!”
Kaynak: Taberani, Ahmed bin Hanbel Müsned, Tergib ve Terhib 6/90

(15) Seleme bin Nufeyl (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Savaş vakti şimdi geldi. Ümmetimden bir taife insanlar üzerinde muzaffer olmaya devam edecektir. Allah-u Teâlâ bu taifeyle birçok toplulukların gönüllerini yüceltecek de onlar bu sebeple Allah’ın düşmanlarıyla savaşacaklardır. Allah da onları bu hal üzere rızıklandıracaktır. Mü’minlerin diyarı Şam’dır.”
Kaynak: Nesei 3563, İbni Hibban 7307, Taberani Mucemu’l-Kebir 6357, 6358, 6359, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/104, İbnu Sa’d Tabakat 7/427,Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1961

(16) Sa’d bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Garb ahalisi kıyamet kopuncaya kadar hak üzerinde galip ve muzaffer olmakta devam edecektir.”
Not: Hadiste gelen garb kelimesi, batı demektir. Onunla kast edilen ise, Şam diyarıdır.
Kaynak: Müslim 1925/177

(17) Seleme bin Nufeyl el-Kindi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyordum, bir adam şöyle dedi:
-Ey Allah’ın Rasulü! İnsanlar atlarını salıverdiler, silahlarını da bıraktılar ve şöyle diyorlar:
-(Artık) Cihad yoktur! Kuşkusuz ki harp ağırlıklarını bırakmıştır.
Bu söze müteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzünü o kimseye çevirdi ve şöyle buyurdu:
“Yalan söylüyorlar! İşte şimdi savaş zamanı geldi. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki onlar hak yolunda (cihad ederek) savaşacaklar. Allah ta bir kısım insanların kalplerini onlara meylettirecek ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup Allah’ın vadi yerine gelinceye kadar hatta Ye’cuc ve Me’cuc çıkıncaya dek bu böylece devam edecektir. Kıyamet gününe kadar atların alınlarında hayır vardır. Rabbim bana vahyederek bildirdi ki çok geçmeden ruhum kabzolunacaktır. Sizler benim yoluma uyacaksınız, bir kısmınız da bir kısmınızın boynunu vuracaktır ve mü’minlerin esas yurdu da Şam olacaktır.”

Kaynak: Nesei 3544, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/104